

İnsan neyi kaybeder? Kayıp diyerek adlandırdığımız şeyler
aklımızdan uçup giden fikirler midir? Yoksa zamanımız,
gençliğimiz veya sağlığımız mı? Ya da anılarımız, “yaşadım”
dediğimiz anlar mı? -Sinan Eren Erk (Kayıp Eşyalar Atölyesi
kataloğundan)
Sinan Eren Erk, “kaybetmek”, “bulmak”, “unutmak” kavramları
üzerinden ilerleyerek oluşturduğu yazısında serginin
çerçevesini “Sanatçı, Kayıp Eşyalar Atölyesi adını verdiği
yeni sergisinde zihninin derinliklerine doğru, yöntemi yine
kendisi tarafından belirlenmiş bir yolculuğu izleyicisine
sunar. Bu seride kendi zihnini sanat tarihinin önemli
anlarına koyarak zamanlar arası bir yolculuk yapan Baykam,
geçmişi de bu süreçte yeniden okur. Ancak bu okuma, bir
yandan kendi yaşamıyla yaptığı bir satranç maçını da
andırır: Baykam yine Baykam’a karşı!” olarak tanımlıyor ve
ekliyor “Kayıp Eşyalar Atölyesi’nin tüm eserleri böylelikle
zamanın akışının tersine giden ve sanatçının geçmişin farklı
anlarındaki kendine yazdığı bir dizi görsel mektuba dönüşür.
Ve sanatçı aslında hiç yitirmediği, dolayısıyla yeniden
bulması gerekmeyen o adamın bunları okuduğunu, izlediğini ve
yorumladığının farkındadır. Hatıralarını sanatın geçmişiyle
birlikte düşünür ve artık bir gerçeklik senaryosu haline
gelen alternatif evrenleri, kaybetmek, bulmak, aramak gibi
kavramların omuzlarında yükselttiği bir diyalektiğe
dönüştürür.”
Bedri Baykam, Kayıp Eşyalar Atölyesi başlığını taşıyan 143.
kişisel sergisi ile Piramid Sanat’ta sanatseverlerle
buluşuyor.
İlk gösterimini İstanbul’da yaptığı Arkabahçe serisinin
(2016) ardından Berlin, Kiev, Los Angeles gibi dünyanın
birçok yerinde değişik dönemlerini kapsayan sergiler açmaya
devam eden Baykam, 2017-2021 yıllarında ürettiği
eserlerinden oluşan yeni serisi Kayıp Eşyalar Atölyesi ile
İstanbul’da yeniden sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.
Kayıp Eşyalar Atölyesi, sanatçının atölyesini “kamusallaştırdığı” ve bu yönüyle izleyicisini mahremine davet ettiği bir sergi olma özelliği taşıyor. Eserlerin her biri, Baykam atölyesinin parçalarını, anılarını, DNA’sını taşırken bahsedilen mahremiyet, sanatçının belirlediği dozlarda izleyiciye sunuluyor. “Atölyenin tetiklemesiyle” bu serinin başladığını belirten Baykam, Sinan Eren Erk ile yaptığı röportajda bu süreci “Yıllardır atölyede, her tarafta gezinen yaşam kalıntılarım, Harita’nın (Bedri Baykam’ın Sanat Tarihi Haritası) bazı bölümleri, başka eserlerimin hazırlıklarından kalan artıklar, fotoğraf parçaları… Hepsi sanki bir araya gelip, ‘Ya bizim günahımız ne, biz de sanat tarihine kalalım’ dediler. O şekilde başladım; onlar bana konuştu” cümleleri ile tanımlıyor.